07.05.2004 - 02:26

Karadeniz'i yeniden keşfediyoruz

Türkiye ileride şu dört isme borçlu olduğunu anlayacak: T. Nejat Veziroğlu, Ayfer Kale, Adnan Midilli, Murat Ay...

Türkiye ileride şu dört isme borçlu olduğunu anlayacak: T. Nejat Veziroğlu, Ayfer Kale, Adnan Midilli, Murat Ay...

Şüphesiz başka isimler de var; ama, bu isimlerin hazırladıkları son rapordan şu bilgileri edindim: Yeni bin yılın bu ilk yıllarında, dünya çeşitli çevre sorunları ile karşı karşıya... Küresel ısınma, iklim değişiklikleri, ozon tabakasının delinmesi, asit yağmurları ve çevre kirliliği. Bu yıkıcı etkilerin, dünya üzerindeki canlı dokuyu tehdit ettiği bir gerçek.. Bu sorunların en önemli nedeni ise, şimdiye kadar insanoğlunun kullanmış olduğu enerji kaynakları, yani fosil yakıtlar: Petrol, kömür ve doğalgaz.

Hidrojen enerji sistemi ise, çevresel sorunların bir çoğuna köklü çözüm getiriyor. Tükenmez bir enerji kaynağı olan hidrojen, aynı zamanda depolanabilen, taşınabilen, temiz, yenilenebilen ve ekonomik özelliğe sahip. Bu özelliklerin tümüne sahip başka bir enerji kaynağımız yok. Dünya nüfusu hızla artıyor. Buna paralel olarak, teknolojinin gelişmesi ile birlikte, dünya ülkelerinin enerjiye olan ihtiyaçları da artıyor. Ayrıca, bugün yaygın biçimde kullandığımız fosil yakıt rezervlerinin tükenmekte olduğu da biliniyor. Hidrojen enerjisiyle ilgili her türlü çalışmanın, hayatî bir değere sahip olduğu apaçık ortada.. Bu çalışmalardan biri de; “Karadeniz Dip Sularının Hidrojen Enerjisi Potansiyeli” adıyla yukarıda zikredilen değerli araştırmacılar tarafından yapıldı.

Prof. Dr. Nejat Veziroğlu, Miami Üniversitesi’nde, yaklaşık 40 yıldır hidrojen araştırmaları üzerine çalışmalar yapan ve bu konuda dünyaca otorite olarak kabul edilen Türk bilim adamı...

Sayın Veziroğlu’nun asistanı, genç araştırmacı Dr. Ayfer Kale’nin Karadeniz’deki enerji potansiyeli ile ilgili yayınladığı bilimsel makale dikkatle incelenmeye değer. Makalede, Karadeniz dip sularında biriken milyarlarca ton hidrojen sülfür maddesinden, bir enerji rezervi olan hidrojen üretilebileceğine dair ayrıntılı bilgiler var. Karadeniz’de bu yolla hidrojen üretimi gerçekleşirse, bölge ülkelerinin enerji ihtiyacı kısmen karşılanabilecek. Bu potansiyeli değerlendirebilecek kıyı ülkesi, kazanacağı enerji bağımsızlığıyla birlikte, bölgenin enerji santrali haline gelecek..

Dünya bor madeni rezervinin %70’i Türkiye’de bulunuyor. Bor madeni, Hidrojen enerji sistemleri çalışmalarında kullanılıyor. Karadeniz’deki hidrojen potansiyeli, zengin bor madeni yataklarımız ile birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye gelecekte temiz enerji çalışmalarında merkezi bir rol oynayacaktır.

Prof. Dr. Nejat Veziroğlu öncülüğünde İstanbul’da kurulmasına karar verilen Uluslararası Hidrojen Enerji Araştırmaları Merkezi (ICHET), ülkemiz ve dünya için önemli, tarihî bir fırsattır. Artık, enerji politikaları ile ekonomik stratejilerin birbirini etkileyen paradigmalar olduğu kabul ediliyor. Enerji politikalarını gelecek 5-10 seneye mahsus değil, 100-200 senelik stratejik planlamalarla belirleyen ülkeler, geleceğin dünyasında söz sahibi olacak. Karadeniz’deki enerji potansiyeli ile ilgili bilimsel çalışmada emeği geçen bilim adamlarına ve özellikle Dr. Ayfer Kale hanımefendiye, hassas ve değerli araştırmalarından ötürü teşekkürü bir borç biliyorum.